İçeriğe geç

ORTAYA…

Döviz krizine dair sorun, gerçekçi bakıldığında, sakat büyüme stratejisine dayanmakta. Yani, denir ki, 1997 Asya Krizi Tayland ile 96 da başladı…. Olabilir, fakat kriz G. Kore’nin betonlaşması neticesinde şekil aldı. Yani büyümeyi çaresiz olarak inşaat sektörüne getirip bağlarsan, sonuç; G. Kore açısından bakıldığında ne idiyse;  TR açısından aynıdır. Ben AKP’deki üst aklın zeka seviyesinden kuşku duydum, ve haklı kaldım ne yazık ki….  Tek fabrika inşa etmeden, inşaat sektörünü sanayi zannetmek ve sürekli halkın mallarını ona buna peşkeş çekmek, eğer ihanet değilse ki, kimseye toz konduramam, kısa zekalılıktır. Büyüme ile kalkınma aynı şey değildir. Şu sıralar kanıtlandı. Ve büyüme, hedef bile olsa, kanun; her zaman yatırımlarda öncelikler kaidesine harfiyen uymaktır.

Gelelim kriminal tefeci kapitalizme:  Milattan 6 asır önce efsanevi Babil İmparatorluğunu yıkmayı ancak borçlandırarak başarabilmiştir. Bak İspanya’ya, bak Portekiz’e bak Osmanlı’ya….  Aynı tezgah: Tezgahtar da aynı… Bu olguyu bilmeden hiçbir siyasi yola çıkamaz… Zenginliğin olduğu yerde fakirlik olur ve bunun da sebebi aynıdır: SÖMÜRÜ. Nokta !

Bir yerde okudum geçenlerde, hedef Tayyip Bey’miş… Yani Döviz kalkışması sayesinde Tayyip Bey’i teslim et mesajı veriliyormuş halkımıza…

Hayır, Son döviz krizine geldik: Bundan sonrası işgal olacaktır. Ve halka söylenen TÜRKİYE’yi teslim et, ki, rahat yaşayasın…söylemidir.

Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı’ya verilen mesaj şu idi: Borçların var, geri ödeme sorunu yaşıyorsun. İsyanlar ile uğraşmaktasın… senden kopan kopana… savaş masrafların var…  Gel, ekonomik olarak büyüyebilmen için coğrafi anlamda küçülmeyi kabul et….

Aynı şey Ayn-el arab ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne söylenmekte artık… Tayyip Bey bunu gördü, ve 17-25 sonrası zaten güvenlik güçlerine iltica etmişti, artık sıkı sıkıya bağlanır oldu. Hele İngiltere seyahati, ki hataların anasıdır, bence artık kendi sonunu hazırladı. Burada muhalefetin kendisine yardımcı olması gerekmektedir. Bunu tüm vicdani ve akli kararlılığım ile beyan ediyorum. İngiltere’ye gidilmez kardeşim, gidilmez. İngiltere ile TEYET HAYAT TARZI BENİMSENİR.  Gelinmez gidilmez.  Böyle bir hata yapılamaz…

Evet, bir diğer soru Irak Ecevit Hükümeti bağlantılı…

1990 lı yıllar Yugoslavya’nın parçalanmasına şahit oldu. Diğer taraftan da Sovyetler çöplüklerini Avrupa Birliği Limanlarına boşalttı. Sonra Orta Doğu’da dizayna sıra geldi ve , bu süreç halen devam ediyor.

AKP ve/veya Tayyip Bey Kobani meselesinde kandırldı ve ger dönülemez noktaya gelindi. Ve Hatay’ın arkası sağlama alındı gibi görünüyor, ki, aslında bize borçlarımızı ödeyebileceğimiz Akdeniz< Çukurunda ki enerji potansiyelinden uzaklaştırılmamak üzere… Yani yüzde on bin enflasyona tabi tutulsak da, asla KKTC ve Hatay Karpaz Mersin arası ve de jeour  münhasır ekonomik bölge haklarımızdan vazgeçmemeliyiz. Yani bu  enerji haklarımızdan tek kuruz feda edemeyiz. Yoksa işimiz biter ve Kürdistan kurulur. Yani İsrail’i rahatlatacak ve Büyük İsrail’e gidecek proje netlik kazanmış olur.

İslam iç savaşını ve Kürdistan konusunu engellemeliyiz. Yoksa Bahçeli Devlet’in 5000 türkücüsü ancak fıkralara konu olur…. 

Böylece en borçlu ABD savaş makinesi sayasinde ben varım demeye devam ederken, devamlılığını bozacak borçluluğuna da Çare aramak durumunda.

Peki bu nasıl olacak:  Borcu ödemek istemiyorsan ya da ödeyemiyorsan, gücün de varsa, alacaklıları ya yok edersin, ya kendine dolaylı olarak  (İMF güdümüne sokarak) çıpalarsın, yada borçlu olduğun para birimini yok edersin…

Bana kalırsa, ABD Hakim Sınıfları  Dolar’ın kıçını kurtarmaya çalışıyor. Yani ya alacaklıyı gömecek yada parayı gömecek ABD ! Bunu sağlıklı çözüme kavuşturursa, ki, mümkün değil; İsrail’den de kurtulur….  ABD hem kendini hem dünyayı kandırmakla meşgul, durum sonuçta başarıya veya başarısızlığa göre farklı  olacak…

Aslında baba Marx çok yanlış anlaşıldı: Der ki, büyük felsefeci ve anti-komunist; bir şirket (devlet) çalışanları tarafından mı yaksa patronu tarafından mı yönetilirse, başarılı olur….  Bu soruyu FED’in sahipleri duymazdan geliyorlar öteden beri….  Yani Bolşevikler yerine menşevikler gücü eline alabilselerdi Çarlık Rusyası akabinde, devlet sektörü yanında özel sektör de yer alabilecekti…. İşte burada Lenin’in o kargaşa yıllarında İsviçre’den Rusya’ya nasıl getirildiğini Parvus Efendi’ye (İzrail Lazereviç Gelfand)  sormak lazımdı, eğer yaşasaydı…. 

ABD halkları aslında FED’i kurtarmaları gerektiğini bilmiyorlar. Bu mecburiyet, kendilerinden sürekli saklanıyor…. Lenin’E sahip çıkar görünen güç ile Avusturya Ordusu’ndan onbaşı Hitler’e sahip çıkar görünen güç aynı güçtür ve FED’in de sahibidir.

Yani, Dolar İMF’ye çıpalanırken, diğer taraftan YENİ parselizasyon çalışmaları hız kazanmış durumda. Çıban başı TR’dir. S-400 vs. gibi konularda… KKTC’nin stratejik konumundan taviz veren karar alıcının emin olsun ki, nüfuz kütüğü yok edilecektir.

Çağrım şudur: Siyasiler –hangi partiden olurlarsa olsunlar- bu aidiyet dışına çıkıp, birlikte karar almalılar. Neden: Emperyalizme yedek lastik bırakmamak gereken zaman aralığındayız… 

Yolsuzlukları aramızda hallederiz… 

Kategori:Makaleler

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir